Gazze'de Yaşananlar ve Trump'ın Planı

Konya ve Aksaray'da, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi ele geçirme ve Filistinlileri başka ülkelere yerleştirme planına karşı büyük protestolar düzenlendi. Saadet Partisi'nin öncülüğünde gerçekleştirilen gösterilerde, katılımcılar ellerinde pankartlarla ABD ve İsrail karşıtı sloganlar attılar. Protestolar, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını ve sivillerin ölümünü şiddetle kınadı. Konya'daki protestocular, İsrail'in kadın, çocuk, yaşlı demeden 50 binden fazla Gazzeliyi katlettiğini belirterek uluslararası hukuka aykırı işlemlerine dikkat çektiler. Donald Trump'ın planının, Gazze'nin tamamen insansızlaştırılmasına yönelik bir adım olduğu vurgulandı. Bu planın, Gazzelileri Ürdün veya Mısır'a sürmeyi ve gerekirse ABD'nin Gazze'ye asker göndermesini öngördüğü belirtildi.

Saadet Partisi'nin Tepkisi ve Siyasi Açıklamalar

Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, yaptığı açıklamada Trump'ı mazlum coğrafyalardan elini çekmeye çağırdı. Demirel, Irak, Suriye ve Afganistan'daki olayları hatırlatarak, Trump yönetiminin bu bölgelerdeki yıkımdan sorumlu olduğunu ifade etti. Demirel, Gazze halkının direnişini ve İsrail'in planlarına karşı koyacağını vurgulayarak, "Gazze masada da size teslim olmayacaktır" dedi. Aksaray'daki protestoda konuşan Saadet Partisi İl Başkanı Vahit Arık ise, İsrail'in Gazze'de modern bir soykırım uyguladığını söyledi. Arık, hastanelerin, okulların ve ibadethanelerin hedef alınmasını kınayarak, İsrail'in emperyalist güçlerin desteğiyle Gazze'yi rehin aldığını belirtti. Arık, Gazze'nin geleceğine sadece Gazzelilerin karar vermesi gerektiğini vurguladı ve emperyalizm ve siyonizme karşı duruşlarını dile getirdi.

15 Temmuz Milli İrade Meydanı'ndaki Protesto

Aksaray'daki protesto, 15 Temmuz Milli İrade Meydanı'nda gerçekleşti. Protestocular, Gazze'deki insan hakları ihlallerine ve İsrail'in saldırılarına karşı tepkilerini dile getirdiler. Gazze'nin yıkımıyla birlikte insanların umutlarının da yıkıldığını belirten konuşmacılar, Batı dünyasının demokrasi, insan hakları ve hukuk kavramlarının da Gazze'deki saldırılarla birlikte yerle bir olduğunu belirttiler. Gazze halkının açlık, susuzluk ve soğukla mücadele ettiğini ve yerlerinden edildiğini hatırlatan protestocular, Gazze'nin geleceğine dair karar alma hakkının sadece Gazzelilere ait olduğunu vurguladılar. Protestocular, Gazze'nin kendileri için kutsal bir toprak parçası olduğunu ve emperyalizme ve siyonizme karşı mücadelelerinin devam edeceğini ifade ettiler. Gazze'nin özgürlüğü ve halkının güvenliği için uluslararası toplumun daha fazla adım atması gerektiğini vurguladılar.